Heminephrectomy (HN) is the treatment of choice in cases of nonfunctioning kidney units. It is important to choose the suitable patients, to evaluate preoperatively and follow up postoperatively.
HN is performed in twelve patients, ten with duplicated kidneys (with ureterectomy), one stone nephropathy and one benign kidney neoplasm. The mean age was 5,4 years with 7 girls and 5 boys. All patients are evaluated with DMSA scans and ultrasonography prior to surgery. Loss of parenchyma and renal functions are determined. Open HN via single incision performed in 3 right upper, 2 right lower, 3 left upper and 4 left lower poles with no measurable parenchyma and less than 10% function. The postoperative course was followed by ultrasound and was uneventful in all patients. DMSA scan is performed in 4 patients in whom the opposite poles also have lost function preoperatively and recovery was detected in all. There were no early and long term complications.
HN is a safe and curable surgery in correctly chosen patients. The surgery can be performed with no complications. Ureterectomy in duplicated kidneys should be performed as far down as possible and the residual ureteral stump does not cause significant complications neither in upper nor in lower pole HN. In order to survive as much nephron as possible the indications should be evaluated in benign renal neoplasms and inflammatory diseases. The proper follow up modality is ultrasonography and DMSA scan is unnecessary to perform in all patients unless the opposite pole is also affected.
Keywords: Heminephrectomy, pediatric
Heminefrektomi, fonksiyonel olmayan böbrek ünitleri için tercih edilen tedavi yöntemidir. Bu tedavi yöntemi için önemli olanlar uygun ve doğru hasta seçimi yapmak, işlem öncesi hastayı doğru değerlendirmek ve işlem sonrasında da uygun takibi yapmaktır.
Duplike sistemi olan 10 hastaya, taş nedeniyle bir hastaya ve benign böbrek kitlesi olan bir hastaya heminefrektomi işlemi uygulandı. Hastaların 7’si kız, 5’i erkekti ve ortalama yaşları 5,4’tü. İşlem öncesi tüm hastalar ultrasonografi ve DMSA ile değerlendirilerek parankim kayıpları ile fonksiyonları saptandı. Ölçülebilir parankimi olmayan ve sintigrafi ile saptanan fonksiyonu diğer polün 1/6’sının altında olan; 3 hastaya sağ üst, 2 hastaya sağ alt, 3 hastaya sol üst ve 4 hastaya sol alt heminefrektomi yapıldı. Duplike sistemi olan hastalarda ilgili polün üreterleri de mesaneye olabilecek en yakın noktadan eksize edildi. Hastaların işlem sonrası takipleri ultrasonografi ile yapıldı ve sorun saptanmadı. İşlem öncesi diğer polde de sintigrafik fonksiyon kaybı saptanan 4 hastaya takipte tekrar DMSA yapıldı. Bu hastaların sintigrafik fonksiyonlarında işlem öncesi incelemelere göre gelişme saptandı. Hiçbir hastada erken ve geç dönem komplikasyaon görülmedi.
Heminefrektomi doğru seçilen hastalarda kesin tedavi sağlar. İşlem komplikasyonsuz gerçekleştirilebilir. Duplike sistemlerde ilgili polün üreteri de mesaneye olabilecek en yakın noktadan eksize edilmelidir ancak ne üst pol ne de alt pol heminefrektomilerinde geride kalan güdük anlamlı komplikasyon oluşturmamaktadır. Benign neoplazmlarda ve inflamatuar hastalıklarda da mümkün olan en fazla sayıda nefronu kurtarabilmek amacıyla işlem güvenle uygulanabilir. İşlem sonrası takipte kullanılacak görüntüleme yöntemi ultrasonografi olmalıdır. DMSA ise sadece işlem öncesi diğer polde de fonksiyon kaybı saptanan hastalarda kullanılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Heminefrektomi, pediatrik