Aim: The purpose of this study is to present diagnostic process and minimally invasive treatment of patient with appendico – vesical fistula (AVF) who presented with coprosuria.
Case Presentation: 16 – month – old patient without any preceding complaints was internalised to another hospital and treated because of urinary tract infection. Patient once was followed intensive care unit due to deterioration of general condition just after discharge. Patient presented our centre with intermittent coprosuria after urinary catheter had been removed. However Urinary ultrasonography (USG), immunologic and gastroenterological investigations were normal. However, cystoscopy revealed orifice of fistula, which is located at just over trigon. Contrasted radiologic investigation showed connection of fistula with caecum. It was understood that the fistula between urinary bladder and colon was appendix due to laparoscopic examination. Appendix was disconnected from bladder and appendectomy was performed. Bladder was primarily sutured then. Lymphoid hyperplasia was identified at appendix while hystopathologic examination. Postoperative period was uneventful for 3-month course.
Conclusion: AVF mostly occurred as late complication of appendicitis. Cases due to cystic fibrosis, Crohn Disease, appendicitis, carcinoid tumour, neuroma or surgical complication were reported in the literature. Investigation of those accompanying disease is beneficial. Cystoscopy for concrete diagnosis and laparoscopy for treatment are effective methods
Keywords:
Amaç: İdrarından gaita gelmesi yakınmasıyla başvuran bir olguda saptanan apendikovezikal fistüllü (AVF) olgunun tanısı ve minimal invaziv tedavisinin sunulması amaçlanmıştır.
Olgu: Öncesinde yakınması olmayan hasta 16 aylıkken idrar yolu enfeksiyonu ön tanısı ile yatırılarak dış merkezde tedavi edilmiş. Taburculuk sonrası genel durumunun bozulması nedeni ile yoğun bakımda izlenen hastanın sonda çıkarılması sonrası idrarından aralıklı gaita gelmesi şikayetiyle merkezimize başvurdu. Üriner sistem US incelemesi normaldi. İmmünolojik ve gastroenterolojik incelemesinde patoloji saptanmayan hastaya yapılan sistoskopik değerlendirmede orta hatta, trigonun hemen üst hizasında, posterior mesane duvarında fistül ağzı görüldü. Kontrastlı radyolojik değerlendirmede fistülün çekuma açıldığı düşünüldü. Kolonoskopide fistül saptanamadı. Laparoskopik değerlendirmede mesane ve kolon arasında fistülize dokunun appendiks olduğu görüldü. Appendiks mesaneden ayrıldı ve apendektomi yapıldı. Mesane primer onarıldı. Apendiksin histopatolojik incelemesinde lenfoid hiperplazi dışında özellik saptanmadı. Operasyon sonrası 3. Ayında olan olgunun herhangi bir yakınması yoktur.
Sonuç: AVF sıklıkla apandisitin geç dönem komplikasyonudur. Literatürde kistik fibroz, Crohn hastalığı, apendiks karsinoid tümörü, nöroma ve cerrahi komplikasyona bağlı olgular da bildirilmiştir. AVF şüphesinde eşlik edebilecek bu hastalıklar açısından araştırma yapılması yararlıdır. Kesin tanı için sistoskopi ve tedavide laparoskopi etkin yöntemlerdir.
Anahtar Kelimeler: