Background/Aim: Intraperitoneal bladder perforation due to blunt trauma is a rare condition in childhood. In this study, it is aimed to present a case of intraperitoneal bladder perforation who was hospitalized because of multiple trauma and undergone laparoscopic primary repair.
Case: An 8-year-old boy was brought to our emergency department as a victim of traffic accident. During admission, his general condition was moderate and Glasgow coma score 15. He was tachypneic and restless. He had abdominal tenderness in lower quadrants. In addition to tibial bone fracture, pubic and iliac bone areas of the patient were markedly painful and edematous. Abdominal solid organs were normal on ultrasonographic and computerized tomographic evaluation whereas intraperitoneal free fluid, severe pelvic hematoma and pubic bone fractures were determined. He was admitted to intensive care unit. Urine volume and microscopic analysis showed no abnormality. He underwent laparoscopic exploration after 4 days because of increased abdominal distention and acute abdomen. During laparoscopy, abundant intraabdominal fluid and a perforation site at posterior bladder wall was observed. Then, two additional ports were inserted and the site was primarily repaired as two layers. Rectovesical fossa was drained. In postoperative period, peritonitis resulting in prolonged drainage was developed. After removing the drain, the patient was doing well and discharged on the postoperative day 9.
Conclusion: Although delayed diagnosis of bladder perforation caused to increased morbidity in our case, primary repair could be successfully performed with laparoscopy.
Keywords:
Önbilgi/Amaç: Çocukluk çağında künt travmalara bağlı intraperitoneal mesane perforasyonu nadir görülen bir durumdur. Bu çalışmada, çoklu travma nedeniyle hospitalize edilen ve intraperitoneal mesane perforasyonu saptanıp laparoskopik olarak primer mesane onarımı yapılan bir olgunun sunulması amaçlanmıştır.
Olgu: Sekiz yaşındaki erkek hasta trafik kazası sonrası acil servisimize müracaat etti. Başvuru sırasında genel durumu orta, takipneik, huzursuz ve Glasgow koma skoru 15 idi. Fizik muayenesinde karın alt bölümünde belirgin hassasiyeti vardı. Hastanın pubik ve iliak kemik bölgelerinde belirgin ağrı ve ödem olup sağ tibiasında fraktür mevcuttu. Ultrasongrafi ve bilgisayarlı tomografide intrabdominal solid organ bütünlükleri normal olup karın içerisinde serbest sıvı, pelviste yaygın hematom, pubik kemiklerde fraktür saptandı. Yoğun bakım ünitesine yatırılan hastanın idrar miktarı ve mikroskopik incelemesi normaldi. İzleminde abdominal distansiyon artışı ve akut karın gelişmesi üzerine yatışının 4.gününde laparoskopik eksplorasyon yapıldı. Karın içerisinde bol miktarda bulanık renkli sıvı ve mesane posterior duvarında perforasyon alanı görüldü. Ardından iki adet çalışma portu girilerek perforasyon alanı iki tabaka halinde primer olarak onarıldı ve rektovezikal mesafeye dren yerleştirildi. Postoperatif dönemde peritonite bağlı uzamış drenaj devam etti. Hasta postoperatif 9.günde dreni çekildikten sonra şifa ile taburcu edildi.
Sonuç: Olgumuzda mesane perforasyonuna geç tanı konulması morbidite artışına neden olmakla beraber primer onarım laparoskopik olarak başarıyla uygulanabilmiştir.
Anahtar Kelimeler: