INTRODUCTION: Meig’s syndrome is
characterized with the togetherness of the
benign ovarian tumor with ascites in the abdominal area and the pleural effusion. The reason of the pleural effusion and ascites are generally not known. Ovarian granulosa cell tumors have also been
rarely reported together with ascites and pleural effusion in the abdominal
area. When the tumor is removed, the ascites and
the pelural effusion disappear.
CASE: 10
year-old female patient was admitted to our hospital with abdominal distension,
abdominal pain and shortness of breath complaints. It
was reported that there were occasionally vaginal bleedings. According to the
physical examination, common distension in the abdominal area was observed and
there was a palpable mass in the lower quadrant. Right
pleural effusion was observed in the PA chest radiograph. According to the
ultrasonography, common abdominal fluid was observed and there was a 120 mm
diameter solid massive lesion in the pelvis. CEA 125: 854 U/ml (0-35) was found
as high. Other tumor markers and β-HCG values were
normal. There were ascites in the abdomen, 14.5 cm diameter solid component
near the uterus, and lesions with necrotic areas according to the results of
the MR examination. High amounts of ascites were
drained. It was observed that the necrotic mass
which was originated from the left ovary started from the left lower quadrant
of the abdomen and it extended below the liver. Salpingo
oophorectomy was performed by delivering the mass out of the abdomen. The right ovary was normal. Biopsies
were obtained from the peritoneal fluid, right ovary, and the peritoneum and omentum. The histopathological diagnosis was reported as the
presence of the granulosa cell tumor.
CONCLUSION: The juvenile type of the
granulose cell tumors are more aggressive compared to the adult type and it can
reach to bigger sizes. It is generally one sided
and solid. r. Even though the malign potential
is high, it is known that the tumor is not observed out of the ovary, it can be
removed without any microscopic residues, there is no malign cell in the
peritoneal fluid and the tumor markers become normal upon the removal of the
mass. When it is diagnosed in the first phase, it is sufficient to perform the salpingo
oophorectomy.
Keywords:
Giriş:
Meig’s
sendromu benign ovariyan tümör, batında asit ve plevral efüzyonun birlikteliğidir.
Genellikle plevral efüzyon ve asit nedeni belli değildir. Overin granüloza
hücreli tümörleri de batın da asit ve plevral efüzyon ile birlikte nadir olarak
rapor edilmiştir. Tümör çıkarılınca asit ve plevral efüzyon kaybolur.
Olgu:
10
yaşında kız hasta son birkaç gün içerisinde başlayan karın şişliği, karın
ağrısı ve nefes darlığı şikayeti ile kliniğimize başvurdu. Hikayesinde ara ara
vajinal kanamaları olduğu öğrenildi. Fizik muayenede batında yaygın distansiyon
ve alt kadran da ele gelen kitle mevcut idi. PA akciğer grafisinde sağ plevral efüzyon
görüldü. Ultrasonografi de batın içi yaygın serbest mayi ve pelviste 120 mm
çaplı solid kitlesel lezyon izlendi. CEA 125: 854 U/ml (0-35) ile yüksek idi. Diğer
tümör markerları ve β-HCG normal düzeyde idi. MR da batında asit, uterus
komşuluğunda 14.5 cm çaplı solid komponent ve nekrotik muhteva içeren kitle
lezyon tarif edildi. Eksplorasyonda bol miktarda asit boşaltıldı. Sol over
kaynaklı yer yer nekrotik görünümlü kitlenin batın sol alt kadrandan başlayıp
karaciğer altına kadar uzandığı görüldü. Kitle batın dışına doğurtularak salpingoooferektomi
yapıldı. Sağ over normal görünümdeydi. Periton sıvısından, sağ over, omentum ve
peritondan biyopsiler alındı. Histopatoloji granüloza hücreli tümör olarak
raporlandı.
Sonuç: Granüloza
hücreli tümörlerin juvenil tipi erişkin tipe nazaran daha agresif seyreder ve
daha büyük boyutlara ulaşabilir. Genellikle tek taraflı ve solid yapıdadır.
Malign potansiyeli yüksek olmasına rağmen genellikle tümörün overin dışına
çıkmadığı, mikroskobik rezidü kalmayacak şekilde çıkarılabildiği, periton
sıvısında malign hücre olmayan ve kitlenin çıkarılması sonrası tümör
belirleyicilerinin normale döndüğü evre 1’de teşhis edildiklerinde cerrahi
tedavide salpingo-ooferektomi yapılması yeterlidir.
Anahtar Kelimeler: