Aim: Neuroblastoma is the most common extracranial solid tumour in childhood. The aim of the study was to evaluate usefulness of open vs core needle biopsy in definitive diagnosis of neuroblastoma.
Material and methods: The medical record of children with advanced stage neuroblastoma from 01 January 2011-30 April 2016 were retrospectively reviewed. Data collected included patient age, gender, primary tumour site, biopsy type (open or core needle), stage, NSE level, n-myc amplification; 1p,11q,17q25 status, major complications, need for blood transfusion, adequate tissue for biopsy (Mann-Whitney U and Chi-Square test).
Results: The study included 30 neuroblastomas. Patients were 16 girls, 14 boys. In 15 patients tumour was removed completely primarily (laparotomy 11, thorocotomy 4). 8 patients underwent core needle biopsy , whereas 7 patients had open biopsies.Sites for primary tumour were abdomen (22), mediastinal(8). Stage of tumour were stage 4(24), stage 3(3), stage 4S(3). The mean NSE level were 108 g/L(8,8-535). 19 patients has MYCN amplification recorded, (positive in 6 patients, negative in 13 patients), in 8 patients 1p,11q,17q25 status were recorded (1p ve 11q loss (7), 17q25 gain (3)). There was no significant difference in age, gender, tissue adequacy for biopsy, blood transfusion and major complications between the 2 groups. 1 patient had bleeding and DIC and died after core needle biopsy, 1 patient had inadequate biopsy tissue after core needle biopsy.
Conclusion: Core needle biopsy have comparable efficacy with open biopsy in advanced stage neuroblastoma. There will be improvement in our comparative analysis between the methods with larger series.
Keywords:
Amaç: Nöroblastom çocukluk çağında karşılaşılan en sık ekstrakranyal solid tümördür. Bu çalışmada, nöroblastom tanısı koymada açık ve iğne biopsinin etkinliğinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Gereç ve yöntem: 1 Ocak 2011-30 Nisan 2016 tarihleri arasında nöroblastom tanısı almış hastaların dosyaları geriye dönük olarak incelenmiştir. Hastalar biopsi sırasındaki yaşları; cinsiyetleri; tümörün yeri, açık veya iğne biopsi tipi, tümörün evresi; NSE seviyesi; n-myc amplifikasyonu durumu; 1p ve 11q kaybı, 17q25 kazancı; işlem sonrası major komplikasyon; kan transfüzyonu ihtiyacı; biopside doku yeterliliği açısından incelendi (Mann-Whitney U ve Chi-Square analizi kullanıldı).
Bulgular: Bu tarihler arasında toplam 30 hasta nöroblastom tanısı almıştır. Hastaların 16’sı kız, 14’ü erkek idi. 15 hastada kitle primer total olarak çıkarılmıştır (laparotomi(11), torakotomi (4)). 8 hastaya iğne biopsi, teknik olarak uygun olmayan 7 hastaya ise açık biopsi uygulanmıştır. Tümörün yeri abdomen (22), posterior mediasten (8) idi. Nöroblastom evre 4 (26), evre 3 (3), evre 4s (3) hastada idi. NSE değeri ortalaması 108 g/L (8,8-535) idi. 19 hastada değerlendirilen N-myc amplifikasyonu durumu 6 hastada pozitif, 13 hastada ise negatif; 8 hastada değerlendirilen 1p ve 11q kaybı 7 hastada, 8 hastada değerlendirilen 17q25 kazancı 3 hastada pozitif idi. Gruplar arasında yaş, cinsiyet, biopside doku yeterliliği, kan transfüzyonu ihtiyacı ve major komplikasyon açısından istatiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. 1 hasta iğne biopsi sonrasında kanama ve DIC tablosuyla kaybedildi (işlem sonrası 36.saatte), 1 hastada ise iğne biopsi sonrasında yetersiz materyal olduğundan tekrar biopsi yapılması gerekti.
Sonuç: İleri evre nöroblastomun tanısında iğne biopsi, açık biopsi kadar etkin kullanılabilir yöntemdir. Daha geniş serilerde yapılacak değerlendirmeler ile yöntemler arasında daha iyi bir karşılaştırma şansı bulunacaktır.
Anahtar Kelimeler: