Close

Oral Presentation - 22

Evaluation of Posterior urethral valve cases with late presentation

MA Özen*, G Gündoğdu*, E Eroğlu*, SNC Büyükünal**, M Taşdemir***, I Bilge***
*Koc University, School of Medicine, Department of Pediatric Surgery
** Istanbul University Cerrahpasa Medical Faculty Department of Pediatric Surgery
***Koç University, School of Medicine, Department of Pediatric Nephrology

Aim of the Study: Posterior urethral valve (PUV) is an important and preventable cause of chronic renal failure. In this study, we aimed to evaluate the late childhood diagnosed cases and to examine factors causing delayed diagnosis.
Patients & Methods: The records of late PUV diagnosed children Between January 2003 and April 2016 were analyzed retrospectively. Age at initial diagnosis, urinary symptoms, voiding cystourethrogram findings (VCUG), valve types and postoperative outcomes were reviewed.
Results: A total of 13 patients, average age of diagnosis were 7.53 years ( 2-12 years ). The patients urinary symptoms were in order of urinary tract infection (n=6, 46.1%), incontinence (n=6, 46.1%), dysuria (n=5, 38.4%), asymptomatic bacteriuria (n=4, 30.7%), and hematuria (n=1, %7.7). PUV was displayed by VCUG in 8 (61.5%) of cases, while it couldn’t be noticed in 5 (38.5%) cases by radiology. Vesicoureteral reflux (VUR) was found in 14 renal units of 8 cases. The most common valve detected in cystoscopic examination was type 1 (n = 9, 69.2%), followed by type 3 (n = 4, 30.7%).  Patients were treated with a cold knife. Mean follow-up period was 42.8 months (2-156 months). The clinical symptoms were regressed completely in 11 patients. In 9 of the 14 patients reflux resolved spontaneously, 4 of them had to be cystoscopic injection and ureteroneocystostomy was required in one case.
Conclusions: PUV mostly presents with voiding dysfunction symptoms in late childhood. Although VCUG is an effective method in the diagnosis of PUV in infancy, the valve might not be seen on VCUG in the late childhood. Cystoscopic examination of posterior urethra might be appropriate in children presenting with voiding disorders with upper urinary tract deterioration. Type III valves which is a rare type of PUV, are more common in older age group than newborn group. Valve treatment of the older age group are better than the neonatal group.

Keywords:

Sözlü Sunum - 22

Geç çocukluk çağında başvuran posterior üretral valv olgularının değerlendirilmesi

MA Özen*, G Gündoğdu*, E Eroğlu*, SNC Büyükünal**, M Taşdemir***, I Bilge***
*Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği
**İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD
***Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Nefrolojisi Kliniği

Önbilgi ve Amaç: Posterior üretral valv (PUV) kronik böbrek yetersizliğinin önemli ve engellenebilir bir nedenidir. Bu çalışmada geç çocukluk çağında tanısı konulan olguları değerlendirmek ve geç tanıya neden olan faktörlerin irdelenmesi amaçlanmıştır.
Hastalar ve Yöntem: Ocak 2003-Nisan 2016 tarihleri arasında geç çocukluk çağında PUV tanısı alan hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Olguların tanı konulduğu dönemdeki yaşları, üriner semptomları, voiding sistouretra grafi bulguları (VCUG) ve valv tipleri değerlendirildi, tedavi sonrası durumları ortaya konuldu.
Bulgular: Toplam 13 olguda, ortalama tanı yaşı 7.53 yıl (2-12) idi. Çocuklarda üriner semptomlar sırasıyla ateşli tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu (n=6, %46.1), inkontinans (n=6, %46.1), dizüri (n=5, %38.4), asemptomatik bakteriüri (n=4, %30.7), ve hematüri (n=1, %7.7) olarak kaydedilmişti. Preoperatif değerlendirmede 8 (%61.5) olguda VCUG ile PUV saptanırken, 5 (%38.5) olguda radyoloji tarafından valv rapor edilmemişti. Sekiz hastada 14 vezikoüreteral reflü (VUR) saptandı. Sistoskopik incelemede en sık tip 1 (n=9, %69.2) ve ardından tip 3 (n=4, %30.7) valv saptandı. Olgular soğuk bıçak ile kesilerek tedavi edildiler. Ortalama takip süresi 42.8 ay (2-156 ay) idi. Takip süresi sonucunda 11 hastada klinik semptomların tamamen gerilediği gözlendi. On dört VUR’dan 9 tanesi kaybolurken 4 tanesinde sistoskopik, 1 tanesinde ise açık cerrahi antireflü gereksinimi oldu.
Sonuç: PUV geç çocukluk çağında çoğunlukla işeme bozukluğu semptomları ile ortaya çıkmaktadır. Erken çocukluk çağında PUV tanısında VCUG etkin bir yöntem olmasına rağmen, geç dönemde ortaya çıkan olgularda valv görülemeyebilir. Geç çocukluk çağında işeme bozukluğu ile başvuran çocuklarda üst üriner sistem değişiklikleri mevcutsa sistoskopi ile posterior üretranın değerlendirilmesi uygun olabilir. Nadir bir valp tipi olan Tip III valvler, ileri yaş grubunda yenidoğan grubundan daha sık görülmektedir. İleri yaş grubunun valv tedavileri, yenidoğan grubuna göre daha iyi sonuç vermektedir.

Anahtar Kelimeler:

Close