Aim: To
investigate the role of ultrasounic renal parenchmal elasticity measurement to
detect renal function and renal parenchymal scar formation for risk-based
approach in pediatric vesicoureteral reflux.
Introduction: Since 2011, AUA pediatric urology guidelines recommends
risk based approach for the management of pediatric patients with
vesicoureteral reflux. For this approach kidney condition must be known.
Detecting renal scar on DMSA scan is important in risk classification . In this
study our aim is to detect if renal parenchymal elasticity measurement by elastosonograpy tecnique could be an
alternative to DMSA scan in determining renal function and scar formation.
Material and Method:
Between November
2015 to April 2016 , 25 vesicouretheral reflux patient, age ranging from 3 to
17 years admitted to our pediatric urology clinic, had urinary ultrasound and
elastosonography and datas about 140 renal region were
recorded. Datas were upper, middle,
lower pole renal paranchymal thickness and echogenicity obtained by ultrasound and
renal upper, middle and lower pole tissue tension values (ST, SR, R)
obtained by static elastosonography. DMSA scan datas ( differentiated function,
upper, middle and lower pole parenchymal scar formation) were recorded and statistical comparisons were made.
Results:
Scar formation and more than 10% reduction in
differentiated function in renal scan was statistically higher in renal units in which parenchymal thinning
and echogenicity increase was detected
by renal ultrasound.
There was no
sonoelastografic data difference between renal units with and without differentiated function decrease . Also there
was no sonoelastographic data difference between renal units with and without scar formation.
Conclusion:
In this
study we couldn't find any statistical significant difference in term of tissue
tension values (ST, SR, R) measured by static elastosonography between renal units with and witout scar
formation in renal scan.
Keywords:
Amaç:
Pediatrik
vezikoüreteral reflülerde risk bazlı
yaklaşım için böbrek fonksyon ve skarı tesbitinde renal sintigrafiye alternatif
olarak sonoelastografi yöntemi kullanılarak
renal parankimal elastisite ölçümünün yerini araştırmak
Giriş: 2011 yılından sonra AUA çocuk üroloji
kılavuzları pediatrik vezikoüreteral reflü tedavisinde risk bazlı yaklaşım
önermektedir. Bunun için böbreklerin durumunun bilinmesi gerekmektedir. DMSA sintigrafisinde böbrek skarı
olması risk klasifikasyonunda önemlidir. Bu çalışmamızda hedefimiz böbrek fonksyon ve skarı tesbitinde
sonoelastografi
yöntemi kullanılarak renal parankimal
elastisite ölçümünün
DMSA sintigrafiye alternatif olabilirliğini test etmektir.
Materyal Metod:
Kasım 2015 ila Nisan 2016 ayları arası çocuk üroloji polikliniğine
başvuran yaşları 3 ila 17 arası değişen
25 vezikoüreteral reflü hastasının üriner ultrason verileri (üst ,orta
alt pol böbrek parankim kalınlığı,
ekojenitesi) , böbreklerin üst,
orta, alt pollerinin statik elastografi yöntemi kullanılarak elde olunan doku
gerginlik değerleri ( ST, SR, R) ile DMSA sintigrafi verileri (differansiye fonksiyonda
azalma ve üst orta alt pollerde parankimal skar) olmak üzere 140 ila 150 böbrek
bölgesi ile ilgili verileri kaydedilip
gerekli istatistiksel karşılaştırmalar yapıldı.
Bulgular:
Ultrasonda parankim
kalınlığında azalma ve ekojenite artışı
olan böbreklerde skar görülme oranı ve böbrek differansiye fonksyonunda %10 dan
fazla azalma oranı istatistiksel olarak
anlamlı derecede yüksek bulundu. Ancak sintigrafide differansiye böbrek
fonksyonu azalmış ve azalmamış böbreklerin sonoelastografi değerleri arası
anlamlı fark yoktu. Ayrıca skar olan ve olmayan böbrek bölgelerinin elastisite ölçümlerinde anlamlı istatistiksel
fark bulunmadı.
Sonuçlar :
Çocuklardaki
vezikoüreteral reflülerde risk bazlı yaklaşım için böbrek skarı ölçümünde DMSA
sintigrafiye alternatif sonoelastografi yöntemiyle renal parankimal elastisite
ölçümünün yerini araştırdığımız bu çalışmada sintigrafide skar olan ve olmayan
böbrek bölgelerinin statik elastografi yöntemi kullanılarak ölçülen doku
gerginlik değerleri ( ST, SR, R) arası fark bulunmadı.
Anahtar Kelimeler: