Pilonidal sinus (PS) disease is a chronic, acquired inflammatory process of the skin due to hair entrapment at the natal cleft. PS is typically observed in teenagers and young adults, affecting boys up to 3 times more commonly than girls. Other risk factors include obesity, hirsutism and white race. The presentation varies from asymptomatic pits to deep abscesses. Traditionally, treatment has been surgical. Despite various surgical techniques, reported recurrence rates are as high as 30%. Optimal treatment of the pediatric pilonidal disease remains controversial. In this article, the experience of two separate pediatric surgery clinics about the evaluation of the conservative methods alone or conjunction with the surgery are presented.
Methods: Between April 2013- April 2016 the treatment and follow-up findings of 22PS patients were evaluated. 16 of 22 patients were male and 6 were female. The average age of the patients was 13.4 ± 1.547. The methods used were, primary excision in 7, Limberg flap in 3, isolated phenol application in 4, phenol and laser hair removal combined in 6 and isolated laser hair removal were in 2 patients.
Findings: 3 patients in excision group, one being a secondary case recurred. Cure was obtained in 2 of the phenol only group while the other two required multiple irrigations. No recurrence was observed in laser only and laser with phenol groups.
Discussion: Better results are achievable in PS disease before the process result in a vicious cycle of inflammation and abscess formation. The optimal treatment is still sought because of the high relapse rates. Conservative methods are good alternatives to surgery especially in carefully selected cases.
Keywords:
Pilonidal Sinüs (PS) natalkleft üzerinde kıl hapsinin oluşturduğu enflamatuar bir cilt hastalığıdır. Tipik olarak adölesan ve genç erişkinlerde görülür ve erkeklerde 3 kata kadar daha sıktır. Diğer risk faktörleri, obezite, hirsuitizm ve beyaz ırktır. Klinik tablo, asemptomatik çukurlardan, ağrılı abselere kadar değişmektedir. Geleneksel tedavi yöntemi cerrahi olmakla birlikte %30 lara varan yüksek nüks oranları, uzun iyileşme, tekrar eden cerrahi prosedürler nedeni ile optimal tedavi halen tanımlanmamıştır. Bu yazıda iki ayrı çocuk cerrahisi kliniği tecrübesi ile cerrahi tedaviye ek olarak veya tek başına uygulanan konservatif yöntemlerin değerlendirilmesi ve sunumu amaçlanmıştır.
Metod: Nisan 2013- Nisan 2016 tarihleri arasında tedavi edilen 16 sı erkek 6 sı kız 22 hastanın tedavi ve takip kriterleri çıkartıldı. Hastaların yaş ortalaması: 13.4 ± 1.547 idi. 7 hastada primer eksizyon, 3 hastada Limberg flebi, 4 hastada sadece fenol uygulaması, 6 hastada fenol ve laser epilasyon ve 2 hastada da sadece lazer epilasyon uygulandı.
Bulgular: Biri sekonder olan 3 eksizyon vakasında nüks saptandı. İzole fenol uygulanan 2 hastada ilk uygulama ile başarılı sonuç alınırken 2 hastada fenol uygulamasının tekrarları gerekti. Fenol ve lazer , tek başına lazer uygulanan toplam 6 hastada nüks saptanmadı.
Tartışma: PS hastalığı, kronik abse-yangı kısır döngüsüne dönüşmeden tedavi edildiğinde çok daha başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Hala sık nüksler olması nedeni ile optimal tedavi arayışı sürmektedir. Erken başvuran hastalarda hijyen ve basınç faktörleri düzeltildiğinde tedavinin konservatif şekilde de iyi sonuçlar verebileceği düşüncesindeyiz.
Anahtar Kelimeler: