Introduction
and aim: Superior mesenteric artery syndrome (SMAS) is a
disorder characterised by vascular compression of the duodenum between the
aorta and the SMA due to narrowing of the space between the aorta and SMA. In adults about 400 cases have been reported. The
occurrence of this condition in children is very rare. We report three cases and aimed to highligt the
importance of considering the possibility of SMAS in patients with symptoms of
duodenal obstruction.
Case
1:
Five years old boy was presented with bilious vomiting for the last two years. He was operated because of sacrococcygeal
teratoma when he was five days old. Upper contrast study of gastrointestinal
(GI) tract revealed obstruction of the third part of duodenum. Narrowing of the
aortomesenteric angle was detected on magnetic resonance imaging (MRI) study and
the patient was operated with the diagnosis of SMAS and duodenojejunostomy was
performed.
Case
2:
17 years old girl was admitted to the hospital with the symptoms of nausea,
vomiting and weight loss after scoliosis surgery. Upper GI contrast study demonstrated dilation of the proximal duodenum and the
distal stenosis. Contrast enhanced abdominal computed tomography demonstrated
compression of duodenum between the aorta and SMA. At laparotomy duodenojejunostomy was performed.
Case
3:
16 years old girl with type 1 diabetes mellitus presented with upper GI symptoms. She had multiple hospitalization
with abdominal pain and vomiting. Upper GI contrast study was done on her last hospitalization and SMAS was detected. She
also underwent duodenojejunostomy.
Conclusion:
SMAS should be considered for patients who present with a history of
unexplained nausea, vomiting and weight loss. Either open or laparoscopic duodenojejunostomy is a safe and effective treatment.
Keywords:
Giriş
ve amaç: Süperior mezenterik arter sendromu (SMAS), aorta ile
süperior mezenterik arter arasındaki mesafenin daralması sonucu duodenuma
vasküler basının yol açtığı mekanik bir obstrüksiyondur. Erişkin literatüründe
400 civarında vaka bildirilmiştir. Çocuklarda ise bu durum son derece nadirdir.
Bu çalışmada SMAS nedeni ile ameliyat edilen üç vaka sunarak duodenal
obstrüksiyon semptomları ile başvuran çocuklarda SMAS olasılığını düşünmenin
önemini vurgulamayı amaçladık.
Olgu
1:
Son iki yıl içinde safralı kusma ile başvuran beş yaşında erkek çocuk hastanın
öyküsünde beş günlük iken sakrokoksigeal teratom nedeni ile ameliyat edildiği
öğrenildi. Üst gastrointestinal(GI)
çalışmasında duodenumun üçüncü kısmında obstrüksiyon tesbit edildi. Magnetik
Rezonans Görüntülemede (MRG) aorta ile süperior mezenterik arter arasındaki
açının daralmış olduğu görüldü. Hasta SMAS tanısı ile ameliyat edilerek
duodenojejunostomi yapıldı.
Olgu
2:
Skolyoz cerrahisi sonrası bulantı, kusma ve kilo kaybı nedeni ile başvuran 17
yaşındaki kız hastanın kontrastlı üst GI tetkikinde proksimal duodenumda
dilatasyon ve distalde daralma saptandı. Kontrastlı karın tomografisinde aorta
ile süperior mezenterik arter arasında duodenal bası gözlendi. SMAS ön tanısı
ile ameliyat edilen hastada duodenojejunostomi yapıldı.
Olgu
3:
Tip 1 diyabetes mellitus tanısı ile takip ve tedavi edilen 16 yaşında kız hasta
üst GI obstrüksiyon semptomları ile yatırıldı. Endokrin Bölümü tarafından daha
önce birçok kez karın ağrısı ve kusma nedeni ile yatırıldığı öğrenildi. Son
yatışında üst GI tetkikinde SMAS tanısı konularak duodenojejunostomi yapıldı.
Sonuç:
Nedeni açıklanamayın kronik karın ağrısı, kusma ve kilo kaybı ile başvuran
hastalarda SMAS da düşünülmelidir. Açık ya da minimal invaziv girişimle yapılan
duodenojejunostomi emniyetli ve güvenli bir tedavidir.
Anahtar Kelimeler: