Aim
Mirizzi syndrome is the compressive blockage of the cystic or choledochal duct caused by a stone occupying the cystic canal or the Hartmann's pouch. Factors that make this patient population special is the difficulty in pre-operative diagnosis and treatment, with an additional high risk of iatrogenic damage to the biliary system. In order to bring attention to this rare entity, we present a 14-year-old male patient with Mirizzi syndrome.
Case
A fourteen-year-old male patient presented to our clinic with a 1-week history of right upper quadrant pain and icteric sclera. Physical examination revealed tenderness on the Murphy's point and jaundice extending down to the body. Laboratory examinations were consistent with obstructive jaundice. ERCP was planned after ultrasonography performed on the patient revealed cholelithiasis and cholestasis. During ERCP, the cystic duct was seen to be quite thin and the inside of the Hartmann’s pouche compresses the choledochus filled with stones. Sphincterotomy was performed. The choledochal canals were cleaned then a choledochal stent was replaced. Laparoscopic cholecystectomy was performed one day later. Choledochal compression by the Hartmann pouch was clearly seen during laparoscopy. The patient was discharged after being observed to have normal postoperative bilirubin values. The patient is being followed one month without complications.
Discussion
In this case, ERCP was performed pre-operatively and the diagnosis was made with the clear visualisation and identification of the tissue structures as well as the stent placed in bile duct; thereby protecting the patient from the possible iatrogenic injury incurred during surgery. Mirizzi syndrome should kept in mind as one of the differentials in patients whose diagnoses are hindered due to potential difficulties in treatment planning, and special consideration should be made to the possibility of serious iatrogenic biliary damage inflicted during surgery.
Keywords:
Giriş
Sistik kanal ya da safra kesesinin Hartman poşuna yerleşen bir taşın yandan koledoğa bası yaparak tıkanma sarılığına neden olması Mirizzi Sendromu olarak isimlendirilmektedir. Ameliyat öncesi tanı koyma ve tedavi planlamasındaki güçlüklere ek olarak operasyon sırasında iatrojenik safra yolu yaralanma riskinin yüksek olması bu hasta grubunu özel kılmaktadır. Bu nadir antiteye dikkat çekmek amacıyla 14 yaşında Mirizzi sendromlu erkek hasta sunulmuştur.
Olgu
On dört yaşında erkek hasta 1 hafta önce başlayan sağ üst kadranda ağrı ve gözlerinde sararma şikayetiyle kliniğimize başvurdu. Hastanın hikayesinde 1 ay önce acile başvurmasına sebep olan ve konservatif tedaviyle gerileyen karın ağrısı mevcuttu. Fizik muayenede Murphy noktasında hassasiyet ve gövdeye kadar inen sarılık izlendi. Laboratuar incelemesinde tıkanma sarılığı ile uyumlu bulgular izlendi (SGOT: 141 U/L, SGPT: 230 U/L, GGT: 219, Total Bilirubin: 7.81 mg/dl, Direkt Bilirubin: 7.4 mg/dl, WBC: 12.1 x103 /uL, Nötrofil: 8.9 x103 /uL ). Yapılan ultrasonografide kolelitiazis ve kolestaz saptanması üzerine hastaya ERCP planlandı. ERCP de sistik kanalın oldukça ince olduğu ancak içerisi taşlarla dolu olan kese boynunun koledoğa bası yaptığı görüldü. Yuvarlak uçlu sifinkteretom ve klavuz tel kullanılarak sifinkterotomi yapıldı. Koledok balon ve basket ile temizlendi. Koledoğa stent (12cm /10fr) konularak işlem sonlandırıldı. Hastaya 1 gün sonra laparoskopik kolesistektomi yapıldı. Laparoskopi sırasında hartman poşunun koledoğa basısı net olarak görüldü. Postoperatif bilirubin değerleri normale dönen hasta önerilerle taburcu edildi. Hasta postoperatif birinci ayında komplikasyonsuz olarak izlenmektedir.
Tartışma
Bu olguda preoperatif ERCP yapılıp tanının netleştirilmesi ve koledoğa yerleştirilen stentin doku identifikasyonunu artırması sonucu net bir görünüm elde edilmiş ve hasta cerrahi sırasındaki olası iatrojenik yaralanmalardan korunmuştur. Mirizzi sendromu tanı, tedavi planlamasındaki güçlükler ve operasyon sırasında ciddi iatrojenik safra yolları yaralanması riski nedeniyle tıkanma sarılığıyla başvuran hastaların ayırıcı tanısında akılda tutulmalıdır.
Anahtar Kelimeler: