Introduction: Intrauterine
intestinal volvulus(IUIV) is a very rare life-threatening condition that is
difficult to diagnosis prenatally.The outcome depends on the length of viable
intestine,level of obstruction,the presence of meconium peritonitis,associated
anomalies,birth weight and gestational age.
Case: A girl who was
born prematurely at 32 week, as 2320 gr. Antenatal ultrasonography (USG) at 24th
week shown intestinal dilatation with hyperechoic intestinal walls. The patient
was discussed at council with prediagnoses of intestinal atresia, hirschsprung
disease or volvulus. As there was no finding of fetal distress and no clear
diagnosis, waiting till 32nd week of gestation was decided by
considering the risk of pulmonary insufficiency. The control prenatal USG at 28th
week of gestation revealed only intestinal dilatation.
During the
spontaneous birth at 32nd week of gestation, newborn was intubated
due to pulmonary insufficiency. At physical examination there was soft
distention with normal color at abdomen. A nasogastric tube was placed which
drained bilious content. Plain abdominal graph revealed air-fluid levels. The
ultrasonography reported as “fluid distention at stomach and intestines,
dilated small intestines without abscess”. Contrast colon graph revealed unused
colon.
At 5th day of
life laparotomy was done. During operation, cystic, stiff, yellow colored,
fibrinous pouch was opened which later thought as a meconium cyst. Colon was
intact but the ileum and distal jejunum was absent. There was only 25 cm
jejunum was present and jejunostomy and cecostomy were done. As postoperative
enteral feeding discharged undigested from jejunostomy we concluded presence of
short bowel syndrome and started TPN. At
40th day the patient was lost because of TPN-related sepsis.
Discussion: Is presence of
hyperechogenicity at bowel wall mean decreased perfusion and should lead to an
early intervention? Could an early intervention of fetal surgery at 24th
week of gestation for IUIV have saved the patient? How could be sure about loss
of perfusion to face up the risks of fetal surgery?
At our patient
vanishing of small intestine segments may be due to IUIV, internal herniation
or occlusion of mesenteric vessels. Presence of meconium cyst also points
presence of perforation and inflammation. The IUIV that occurred at earlier
weeks of gestation might led to intestinal atresia or meconium peritonitis. We
believe that this pathology is a result of an early IUIV.
Prenatal
ultrasonographic findings of IUIV reported as polihydroamniosis, dilated
intestinal loops, abdominal mass, ascites, peritoneal calcifications, increased
abdominal circumference, fetal distress and decreased fetal heart rate which
mostly seen after 27th week. Unfortunately, these findings are
non-specific and due to lack of typical signs definitive diagnosis is
difficult. Definitive diagnosis only
made by presence of “whirlpool or snail configuration” of intestines at
prenatal ultrasonography which is very hard to define. Although our case has
had dilated intestinal loops since 24th week of gestation there was
neither other signs of volvulus nor signs of fetal distress indicating a
serious pathology. Presence of dilated intestines without any other pathology
may be a normal variant. Only presence
of hyperechogenity at bowel walls made us suspicion of decreased perfusion. But
lack of definitive diagnosis drawback us from early intervention.
Although most
cases of IUIV did not present short-bowel syndrome, this case might be due to
early occurrence (24th week) of volvulus in utero. Presence of
meconium peritonitis led us to ostomy instead of anastomosis. Unfortunately,
TPN dependent nutrition ended with sepsis and the loss of the patient.
Conclusion: The presence of hyperechogenity of bowel
walls accompanied by dilated bowel segment at fetal ultrasonography may point
pathologies leading bowel ischemia, such as IUIV which may need urgent fetal
surgery.
Keywords:
Giriş:Intrauterin intestinal volvulus(IUIV) çok nadir,hayatı
tehdit eden ve prenatal tanısı çok zor bir sorundur.Hayatta kalma sağlam
barsağın uzunluğuna,tıkanıklığın seviyesine,mekonyum peritonit varlığına,eşlik
eden anomalilere,doğum ağırlığına ve gestasyonel yaşa göre değişir.
Olgu:Prematür(32 hft), 2320 gr doğan hastanın;24.gestasyon
haftasında(GH) yapılan ultrasonda(USG) barsak dilatasyonu-hiperekoik barsak
duvarları görüldü. Konseyde, intestinal atrezi-hirshprung hastalığı-volvulus öntanılarıyla
tartışıldı.Fetal stress bulgusu olmaması,akciğer yetmezliği riski göz önüne
alınarak 32. GH’ye kadar beklenmesi kararlaştırıldı.Kontrol USG’sinde(28. GH)
sadece barsak dilatasyonu tespit edildi.Doğumda solunum yetmezliği nedeniyle
hasta entübe edildi.Muayenesinde abdomen normal renkte, yumuşak distandü.Nasogastrikden
safralı gelenleri oldu.Ayakta karın grafisinde hava-sıvı seviyeleri,USG “mide
ve barsak segmentlerinde sıvı distansiyonu-ince barsaklarda dilatasyon”mevcut,abse
görülmedi.Kolon grafisinde kullanılmamış kolon görünümü vardı.Beşinci gününde
laparotomi yapıldı.Ameliyatta mekonyum kisti olduğu
anlaşılan,kistik,fibrinli,sert,sarı,poşun içine girildi.Kolon intakttı,ileum ve
jejunumun bir kısmı yoktu.Sadece 25 cm jejunum mevcuttu,jejunostomi ve
çekostomi açıldı.Oral aldığı besinlerin jejunostomiden sindirilmeden gelmesi
üzerine,hastaya kısa barsak tanısı ile parenteral beslenme(TPN) başlandı.Hasta
40. gün TPN’ye bağlı sepsis nedeniyle kaybedildi.
Tartışma:Barsak duvarında hiperekojenite olması azalmış perfüzyona
işaret eder mi? Erken girişim gerektirir mi? Hastamızda 24. GH’den önce fetal
cerrahi ile IUIV için erken girişim yapılması hayat kurtarıcı olur muydu?
Perfüzyon kaybından, fetal cerrahi riskleri göğüsleyecek kadar nasıl emin olabiliriz?
Hastamızda ince barsakların kaybolması IUIV,internal
herniasyon-mesenterik tıkanıklığa bağlı olabilir. Mekonyum kistinin varlığı
perforasyon-inflamasyon geçirdiğini işaret etmektedir.Erken GH’de görülen IUIV
intestinal atrezi ve/veya mekonyum peritonitine yol açabilir.Hastamızdaki
patolojinin IUIV olduğunu düşünmekteyiz.IUIV’nin prenatal bulguları
polihidramniyos,dilate barsak lupları,abdominal kitle,asit,peritoneal
kalsifikasyonlar,artmış karın çevresi,fetal distress,düşük fetal kalp atımı
çoğunlukla 27. GH’den önce görülmektedir.Ne yazık ki,bu bulgular
non-spesifiktir ve tipik bulgu olmadığından tanı konulması güçtür.Kesin tanı
sadece prenatal ultrasonda bağırsaklarda,görülmesi zor olan ‘girdap veya
salyangoz işareti’nin görülmesi ile konur.Hastamızda 24. GH’dan itibaren dilate
bağırsaklar görülse de,ne volvulusu düşündüren başka bir bulgu ne de fetal
distres bulgusu vardı.Başka bir patoloji olmadan dilate bağırsakların olması
normalin varyantı kabul edilmektedir.Sadece bağırsak duvarlarında ekojenite
artışı azalmış perfüzyonu düşündürtmüştür.Kesin tanının konamaması bizi erken
girişimden uzaklaştırmıştır.IUIV vakalarının çoğunda kısa barsak sendromu
görülmezken,bu vakada volvulusun erken (24. GH) olmasıyla olmuş olabilir.Mekonyum
peritonitin olması bizi anastamoz yerine ostomi yapmaya yöneltmiştir.TPN
beslenmesi sonucunda sepsis gelişmiş ve hasta kaybedilmiştir.
Sonuç:Fetal ultrasonda dilate bağırsak segmentlerinin eşlik
ettiği hiperekojen bağırsak duvarları varlığı IUIV gibi iskemiye giden bir
patolojiyi işaret edebilir ve acil cerrahi girişim gerektirebilir.
Anahtar Kelimeler: