Aim: The aim of our study was to evaluate the surgical treatment and outcomes of congenital malformations of the lung.
Method: We retrospectively analysed the records of all patients operated for congenital lung malformations between 2012 and 2022.
Results: Fifteen cases of congenital pulmonary airway malformation, 10 cases of pulmonary sequestration, 4 cases of bronchogenic cyst and 2 cases of congenital lobar emphysema operated during the study period were included in the study. Only 11 (35.4%) patients had antenatal diagnosis. 23 (74.2%) patients underwent lobectomy and 8 patients underwent cyst excision. Of the 25 patients who ended up with thoracotomy, 6 were started thoracoscopically. No mortality was observed during the study period. In the postoperative period, bronchopleural fistula developed in 2 patients, adhesion developed in 1 patient and bronchogenic cyst recurred in 1 patient. Only 1 bronchopleural fistula could be treated conservatively, while secondary surgery was required in other patients. The follow-up period was between 6 months and 8.5 years. All 17 symptomatic patients underwent emergency surgery, while 14 asymptomatic patients underwent elective surgery. Involvement of the left lower lobe (45.2%) and right lower lobe (25.8%) were the most common. There was no significant effect of age on the incidence of complications, postoperative intubation time, hospital stay and operation time.
Conclusion: Surgical treatment is a necessity in congenital malformations of the lung whether symptomatic or not. Minimally invasive approach could be preferred in appropriate patients.
Keywords: Congenital airway malformation, sequestration cyst, bronchogenic cyst, congenital lung malformations
Amaç: Çalışmamızda, akciğerin doğumsal malformasyonlarının cerrahi tedavi ve sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı.
Method: 2012-2022 yılları arasında konjenital akciğer malformasyonları nedeniyle ameliyat edilen tüm hastaların kayıtlarını retrospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular: Çalışma döneminde ameliyat edilen 15 konjenital pulmoner havayolu malformasyonu, 10 pulmoner sekestrasyon, 4 bronkojenik kist, 2 konjenital lober amfizem vakası çalışmaya dahil edildi. 11 (%35,4)hastanın antenatal tanısı vardı. 23 (%74,2) hastaya lobektomi, 8 hastaya lezyon eksizyonu yapıldı. Torakotomi yapılan 25 hastanın 6’sına torakoskopik olarak başlanmıştı. Çalışma süresince mortalite görülmedi. Ameliyat sonrası dönemde 2 hastada bronkoplevral fistül, 1 hastada adezyon gelişirken 1 hastada bronkojenik kist nüks etti. Sadece 1 bronkoplevral fistül konservatif olarak tedavi edilebilirken diğer hastalarda ikincil cerrahi gerekti. Takip süresi 6 ay ile 8,5 yıl arasındaydı. 17 semptomatik hastanın tamamına acil cerrahi uygulanırken 14 asemptomatik hastaya elektif cerrahi yapıldı. En sık sol alt lob (%45,2) ve sağ alt lob (%25,8) tutulumları izlendi. Operasyon yaşının komplikasyon görülmesi, postoperatif entubasyon süresi, hastane kalış süresi ve ameliyat süresi üzerine anlamlı bir etkisinin olmadığı görüldü.
Sonuç: Semptomatik olsun ya da olmasın akciğerin doğumsal malformasyonlarında cerrahi tedavi gereklidir. Uygun hastalarda minimal invaziv yaklaşım tercih edilebilir.
Anahtar Kelimeler: Doğumsal hava yolu malformasyonu, sekestrasyon kisti, bronkojenik kist, doğumsal akciğer malformasyonları