Aim: A child with thyroid malignancy should be considered as having a low probability of mortality but a higher risk of long-term sequelae due to aggressive treatment. We aimed to investigate the markers that predict malignancy in thyroid nodules in order to select the appropriate surgical treatment.
Materials: This is a single-centre study retrospectively performed on patients under 18 years of age who required total thyroidectomy (TT) and/or central and lateral neck dissection (C/LND) between January 2020 and December 2022. Demographic characteristics, imaging findings, fine needle aspiration biopsy (FNAB), thyroglobulin washout (TGWO), and type of surgery were evaluated.
Results: Females accounted for 19 (73.1%) of the 26 patients. Median age was 15.2 years. Mean nodule diameter was 11.4 mm. The malignancy rate in our series was 42.3%. There was no significant difference between the benign and malignant groups in terms of age, sex, tumour diameter, echogenicity pattern and presence of Hashimoto's thyroiditis. FNAB findings were statistically significant for malignancy rates: benign;0/4.0%, atypia of undetermined significance;0/5.0%, follicular neoplasia;4/9,44.4%, suspicious for malignancy;4/4.100%, malignant3/3.100%, p=0.001). The presence of metastatic central/lateral lymphadenopathy was significantly associated with C/LND (p=0.001). Although papillary thyroid carcinoma was the most common cause of malignancy (10/11,90.1%), the diffuse sclerosing variant was the most common cause of dissemination.
Conclusion: We believe that aggressive spread can be prevented by including C/LND during TT, thanks to imaging methods that can predict malignancy in the presence of a thyroid nodule, FNAB and TGWO when the spread is considered.
Keywords: thyroid nodule, thyroidectomy
Pediatrik Tiroid Nodüllerinde Maligniteyi Öngören Güvenilir Belirteçlerin Belirlenmesi
Amaç: Çocuklarda tiroid malignitesi, düşük mortalite olasılığının yanı sıra agresif tedavi sonucunda uzun vadede sekel riskini gündeme getirmektedir. Uygun cerrahi tedavinin belirlenmesi için tiroid nodüllerinde maligniteyi öngören belirteçlerin saptanmasını amaçladık.
Materyal: Bu çalışma, Ocak 2020 ile Aralık 2022 tarihleri arasında total tiroidektomi (TT) ve/veya santral ve lateral boyun diseksiyonu (C/LND) gereken 18 yaş altı hastalar üzerinde retrospektif olarak gerçekleştirilen tek merkezli bir çalışmadır. Demografik özellikler, görüntüleme bulguları, ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB), tiroglobulin washout (TGWO) ve ameliyat tipi değerlendirilmiştir.
Bulgular: 26 hastanın 19'u (%73,1) kızdı. Ortanca yaş 15.2 yıl idi. Ortalama nodül çapı 11.4 mm idi. Serimizde malignite oranı %42.3 idi. Benign ve malign gruplar arasında yaş, cinsiyet, tümör çapı, ekojenite paterni ve Hashimoto tiroiditi varlığı açısından anlamlı bir fark yoktu. İİAB bulguları malignite oranları açısından istatistiksel olarak anlamlıydı: benign; %0/4.0, önemi belirlenemeyen atipi;%0/5.0, foliküler neoplazi;4/9,%44.4, malignite için şüpheli;%4/4.100, malign3/3.100, p=0.001). Metastatik santral/lateral lenfadenopati varlığı C/LND ile anlamlı derecede ilişkiliydi (p=0,001). Papiller tiroid karsinomu en sık malignite nedeni olmasına rağmen (10/11,%90.1), diffüz sklerozan varyant en sık yayılım nedeniydi.
Sonuçlar: Yayılım düşünüldüğünde tiroid nodülü varlığında maligniteyi öngörebilen görüntüleme yöntemlerinin yanı sıra İİAB ve TGWO sayesinde, TT sırasında C/LND'nin dahil edilmesiyle agresif yayılımın önlenebileceğine inanıyoruz.
Anahtar Kelimeler: Tiroid nodül, tiroidektomi