Aim: Sacrococcygeal pilonidal sinus disease (PNS) is common in children. The disease that peaks during adolescence reduces the quality of life of patients. Although there are various approaches in the management of the disease, but there is no standard treatment method. The aim of this presentation is to provide an approach to pilonidal sinus disease of pediatric surgeons in Turkey
Methods: A literature review was conducted on the controversial issues in the treatment of pilonidal sinus disease and a questionnaire was prepared. Questionnaires were sent to pediatric surgeons in Turkey with the help of Google Forms, and the results were examined.
Results: Questionnaires were sent to 450 persons and eighty-eight pediatric surgeons answered the questionnaire. 72.8% of the participants stated that they treat an average of 10-20 pilonidal sinus patients annually. 85.2% of the pediatric surgeons said that they did not want preoperative imaging, and 92.1% said that they operated on a stream-free period. The majority of the participants preferred surgical excision methods in the treatment of pilonidal sinus and the most marked chices were 'Surgical excision and primary closure' (62.5%), 'Surgical excision and flap closure' (38.6%) ve ‘Phenol injection' (34.1%). In the complicated cases, 62.5% of surgeons preferred surgical excision methods in the first stage, and 38.6% preferred clinical follow-up in asymptomatic cases. No pediatric surgeon performed any procedure without anesthesia. 47.7% of the participants stated that their patients needed dressing for 2-7 days, and 33% said that their patients returned to work or school within 8-14 days.
Conclusion: There is no consensus among pediatric surgeons in the management of pilonidal sinus disease in children. There is a need to create a common treatment guide in the management of this disease.
Keywords: Pilonidal Sinus
Amaç: Sakrokoksigeal pilonidal sinüs hastalığı çocuklarda sık rastlanan hastalıklardandır. Ergenlik döneminde pik yapan hastalık hastaların yaşam kalitesini düşürmektedir. Hastalığın yönetiminde çeşitli yaklaşımlar olsa da, standart tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Bu sunumdaki amaç Türkiye’deki çocuk cerrahlarının pilonidal sinüs hastalığına yaklaşımını sunmaktır.
Yöntem: Pilonidal sinüs hastalığının tedasivinde tartışmalı olan konularda literatür taraması yapıldı ve anket hazırlandı. Anket Google Formlar yardımıyla Türkiyedeki çocuk cerrahlarına gönderildi ve sonuçlar incelendi.
Bulgular: Anket 450 kişiye gönderildi ve seksen sekiz çocuk cerrahı anketi yanıtladı. Katılımcıların %72,8’i yıllık ortalama 10-20 pilonidal sinüs hastası tedavi ettiklerini belirttiler. Katılımcıların büyük çoğunluğu pilonidal sinüs tedavisinde cerrahi eksizyon yöntemlerini tercih etmekteydi ve en çok işaretlenen şıklar ‘Cerrahi eksizyon ve primer kapatma’ (%62,5), ‘Cerrahi eksizyon ve flep ile kapatma’ (%38,6) ve ’Fenol enjeksiyonu’ (%34,1) idi. Cerrahların %62,5’i komplike vakalarda ilk aşamada cerrahi eksizyon yöntemlerini, %38,6’ı asemptomatik vakalarda klinik izlemi tercih ettiklerini belirttiler. Hiçbir çocuk cerrahı anestezisiz işlem yapmamaktaydı. Katılımcıların %47,7’si hastalarının 2-7 gün pansuman ihtiyacı olduğunu ve %33’ü hastalarının 8-14 gün içinde işe veya okula döndüklerini söylediler.
Sonuç: Çocuklarda pilonidal sinüs hastalığının yönetiminde çocuk cerrahları arasında fikir birliği mevcut değildir. Bu hastalığın yönetiminde ortak tedavi klavuzu oluşturulmasına ihtiyaç vardır.
Anahtar Kelimeler: Pilonidal Sinüs