Aim of the Study: Esophageal atresia (EA) is a congenital malformation characterized by the discontinuity of esophagus.For primary repair of EA, thoracoscopic approach is performed in many centers whereas thoracotomy is still widely preferred. The aim of the study is to compare the long-term outcomes of two techniques.
Methods: Medical records of patients that have undergone thoracoscopic or open surgery between March 1990–December 2018 were evaluated retrospectively. Patients with shorter follow up than one year or incomplete records of routine controls were excluded.Demographics, surgical procedures, and long-term results of gastrointestinal and respiratory complications, chest wall deformities, scar cosmesis and life quality were evaluated. Chi-square and t-test were used for statistical analysis.
Main Results: Out of forty-seven patients (19 female, 28 male) who met inclusion criterion, there were 20 patients in Thoracotomy and 27 in Thoracoscopy groups, respectively. Demographics were similar and mean follow-up period was more than 10 years in both groups (p>0.05). There was no significant difference in rates of anastomotic stricture (50%vs48.1%), dysmotility (60%vs74%), gastroesophageal reflux (55%vs55.5%), recurrent fistula (15%vs7.4%) and tracheobronchomalacia (25%vs44.4%) in Thoracotomy and Thoracoscopy groups. Incidence of chronic lung disease, mean quality of life and scar cosmesis scores were similar in both groups. Frequency of chest and musculoskeletal deformity was significantly higher in thoracotomy group (p=0.046).
Conclusions: Gastrointestinal and respiratory problems are common in long-term follow up of EA patients.Thoracoscopic approach is as safe and efficient as open approach but there is a significant higher risk of chest and musculoskeletal deformity development following thoracotomy.
Keywords: esophageal atresia, thoracotomy, thoracosccopy, long term results
Amaç: Özofagus atrezisi, özofagus devamlılığının sağlanamadığı bir konjenital malformasyondur. Primer onarımda torakotominin sıklıkla tercih edilmesine rağmen torakoskopik yöntem de pek çok merkezde uygulanmaktadır. Bu çalışmanın amacı her iki yöntemin uzun dönem sonuçlarının karşılaştırılmasıdır.
Yöntem: Mart 1990-Aralık 2018 yılları arasında kliniğimizde açık ya da kapalı yöntemle primer anastomoz uygulanan hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelendi. İzlem süresi bir yıldan kısa ve/veya takip verileri eksik olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Hastalar demografik özellikleri, gastrointestinal ve solunum sistemine ait uzun dönem sonuçları, göğüs duvarı bozuklukları, yara yeri ve hayat kalitesi açısından değerlendirildi. İstatistiksel incelemede ki-kare ve t-testi kullanıldı.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 47 hastanın (19 kız, 28 erkek) yirmisi torakotomi ile, 27’si torakoskopik yöntemle opere edilmişti. Her iki grup demografik özellikler ve 10 yıldan uzun izlem süresi karşılaştırıldığında benzerdi. Sırasıyla torakotomi ve torakoskopi grubunda anastomoz darlığı (%50-%48.1), dismotilite (%60-%74), gastroözofageal reflü (%55-%55.5), rekürren trakeoözofageal fistül (%15-%7.4), trakeobronkomalazi (%25-%44.4) karşılaştırıldığında anlamlı fark saptanmadı. Kronik akciğer hastalığı gelişimi, hayat kalitesi ve yara kozmetiği değerlendirmesi iki grupta benzerdi. Göğüs duvarı gelişim bozukluğu torakotomi grubunda anlamlı olarak yüksek saptandı (p=0.046).
Sonuçlar: Özofagus atrezisi hasta populasyonunun uzun dönem izleminde gastrointestinal ve solunumsal problemler sık görülmektedir. Torakoskopik yaklaşım en az torakotomi ile onarım kadar güvenli ve etkilidir. Torakotomiyi takiben göğüs duvarı gelişim bozukluğu riskinde anlamlı artış görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: özofagus atrezisi, torakotomi, torakoskopi, uzun dönem sonuçlar