Introduction:
Minimally invasive methods are applied to the patient in a way that will cause the least damage to the patient. After Tan and Bianchi performed pyloromyotomy with a circumumbilical incision in 1986, this approach was also preferred by other surgeons.
Material and method:
Since May 2018(with intestinal atresia, obstruction and ovarian cyst newborns), 10 female, 7 male, mean birth week; 34 weeks, mean birth weight; 2208 grams, 9 cases with prenatal diagnosis, 13 cases cesarean section, 4 cases vaginal delivery. Two of them died. The first case was Carmi Syndrome and died in the second postoperative month due to her own disease. There were no unusual problems during or after the surgical procedures.
In addition; In Case 2; colostomy was opened because of anal atresia. Case 5; was type 4 atresia (at 16 points, 8 anastomosis was performed) and Case 15; was anstomosed due to esophageal atresia.
Discussion:
It is also an advantage to provide sufficient post-operative cosmetic benefits as well as adequate access for the surgery. Duodenal atresia, intestinal atresia, malrotation and overian cysts have been reported in addition to pyloromyotomy. And also, successful results were obtained in ventriculoperitoneal shunts. In the newborns, supraumbilical, infraumbilical and incisions between 180 and 350 degrees have also been successfully used. In case of approach diffuculties, additional skin incision, omega-shaped incision or inverted Y incision can be used to increase the area of view.
Conclusion:
In addition, it does not require special and expensive equipment, as it is in other minimally invasive procedures, but it also gives the advantage that no special training is required for the operation.
Keywords: Minimally invasive method, transumbilical, newborn
Giriş:
Hastaya en az zarar veren cerrahi yöntemler (minimal invazif) günümüzde yaygın uygulanmaktadır. Tan ve Bianchi’nin 1986’da ilk olarak sirkumumbilikal insizyonla gerçekleştirdiği piloromiyotomi operasyonu sonrasında bu yaklaşım diğer cerrahlarca da tercih edilmeye başlandı.
Materyal ve Metod:
Mayıs 2018 tarihinden itibaren opere edilen intestinal atrezili, obstrüksiyonlu ve overkistli toplam 17 yenidoğanın 10’u kız, 7’si erkek, ortalama doğum haftası; 34 hafta, ortalama doğum kilosu; 2208 gram, 9 olgu prenatal tanılı, 13 olgu sezeryan doğum, 4 olgu vajinal doğum (TABLO). Olgularda ikisi yaşamını yitirdi. Bunlardan birincisi Carmi Sendromu olgusu idi ve operasyon sonrası 2.ayında kendi hastalığına ait nedenlerle kaybedilirken, intestinal obstrüksiyon nedeniyle opere edilen diğer olgu barsak yapışıklığı nedeniyle 10.gün ikinci operasyonunu geçirdi ve yaklaşık 4 ay sonra ek sorunlar nedeniyle kaybedildi. Cerrahi girişimler sırasında ve sonrasında hiçbir olguda sıra dışı sorun yaşanmadı.
Ek olarak; 2.olguda anal atrezi nedeniyle kolostomi de açıldı. 5.olgu Tip 4 atrezi(16 noktada, 8 anastomoz yapıldı), 15.olguda özofagus atrezisi nedeniyle anstomoz yapıldı.
Ameliyat sonrası kozmetik yararının yanı sıra ameliyat için de yeterli görüş ve girişime olanak sağlaması da bir avantajdır. Piloromiyotominin yanı sıra duodenal atrezi, intestinal atrezi, malrotasyon ve over kisiti olgularında da uygulanmıştır. Hatta ventriküloperitoneal şantlarda başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Yenidoğanlarda supraumbilikal, infraumbilikal ve 180 derece ile 350 derece arası insizyonlar da başarıyla kullanılmaya başlamıştır. Açıklığın yeterli olmadığı durumlarda ek cilt kesisi, omega şeklinde kesi ya da ters Y insizyonla ile görüş alanı arttırılabilir.
Tartışma:
Çalışmalar sonucunda umbilikal bölge kesilerinde görüş alanında sorun yaşanmadığı belirtilmiştir. Açıklığın ve gerekirse cildin traksiyonla esnetilebilmesi, kesi ile açıklığın büyütülebilir olması da bir avantajdır. Ameliyatların sonucunda anastomoz kaçağı ve damar yaralanmasına rastlanmamıştır.
SONUÇ:
Yenidoğan döneminde transumbilikal kesiler uygulama için özel eğitim, ekip ve ekipman gerektirmemesi, ekonomik açıdan ek yük getirmemesi ve son derece olumlu kozmetik sonucu vermesi nedeniyle uygulanabilir bir cerrahi yöntem olduğu görüşündeyiz.
Anahtar Kelimeler: minimal invazif yöntem, transumbilikal, yenidoğan