Aim: Acute appendicitis is one of the most common surgical emergencies in childhood. Appendicitis may be certainly diagnosed by physical examination but may be supported with labarotuary and imaging tests also. Ultrasound is the primary imaging method in appendicitis diagnosis due to its non-invasive fashion. On the other hand, the biggest pit of ultrasound is its subjectivity. In this study it is aimed to determine the importance of radiologist’s experience via comparing the preoperative appendix wall thickness measurement with manual intraoperative measurement.
Material and methods: The charts of 50 patients who underwent laparoscopic appendectomy due to acute appendicitis were retrospectively reviewed. Sociodemographic data, preoperative measurements, radiologist’s experience levels and intraoperative measurements were analyzed. Children with perforated appendicitis and children whose appendix could not be seen via ultrasound imaging preoperatively were excluded from the study. Radiologists who performed the ultrasound examination were divided into 3 groups as group 1(0-2 years of experience), group 2(2-5 years) and group 3(more than 5 years). Preoperative and intraoperative measurements were analyzed in term of concordance between radiologist’s experience levels.
Sonuçlar: There were 32 boys and 18 girls in the study. Mean age of the children was 10 (5-18). The concordance between preoperative and intraoperative measurements seemed to be increased while the radiologist’s experience increased.
Discussion: Even though physical examination is vital in appendicitis diagnosis, imaging studies may be needed also. Ultrasound is the first step imaging method. Contrary to studies suggest further imaging studies as computed tomography, ultrasound repetition by a more experienced radiologist may be a safer and less invasive approach.
Keywords: Appendicitis, Ultrasonography, Child
Giriş: Akut appendisit çocukluk çağı yaş grubunda en sık karşılaşılan acil abdominal cerrahi patolojilerdendir. Kesin tanı fizik muayene ile konulmakla birlikte laboratuvar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri ile desteklenmektedir. USG noninvaziv olması nedeniyle akut apandisit tanısında ilk tercih edilen görüntüleme yöntemidir. Fakat USG’nin en önemli dezavantajı sübjektif olması, yapan radyoloğa göre güvenilirliğinin değişmesidir. Bu çalışmada amaç ameliyat öncesi ultrasonografik olarak ölçülen apendiks çapı ile ameliyat sonrası manuel ölçülen apendiks çapını karşılaştırarak radyolog deneyiminin apendisit tanısındaki yerini belirlemektir.
Gereç ve yöntem: Akut appendisit nedeniyle laparoskopik appendektomi yapılan 50 hastanın verileri geriye dönük olarak tarandı. Hastaların sosyodemografik veriler, ameliyat öncesi ultrasonografi(USG) sonuçları, USG yapan radyologların deneyim süreleri, ameliyat sonrası manuel ölçülen apendiks çapları incelendi. Perfore appendisit olan ve ameliyat öncesi USG’de appendiksi görüntülenemeyen hastalar çalışma dışı tutuldu. USG yapan radyologlar deneyimlerine göre 1. grup (0-2 yıl), 2. grup (2-5 yıl) ve 3. grup (≥ 5 yıl) olacak şekilde üç gruba ayrıldılar. Apendiks çapları, USG ve ameliyat sırasında yapılan ölçümlerin uyumu açısından radyolog deneyim gruplarına göre karşılaştırıldı.
Sonuçlar: Hastaların 32’si (%64) erkek, 18’i (%36) kızdı. Hastaların ortanca yaşı 10(5-18) idi. Radyoloğun deneyim derecesi arttıkca ameliyat öncesi USG ile ölçülmüş olan apendiks çaplarının ameliyat sonrası manuel olarak ölçülmüş olan apendiks çaplarıyla daha çok uyumlu olduğu saptandı.
Tartışma: Akut apendisitin tanısında fizik inceleme çok önemli bir yere sahip olsa da radyolojik yöntemlere ihtiyaç duyulabilmektedir. USG ilk tercih edilen görüntüleme yöntemidir. USG sonrası şüpheli akut apandisit tanısında bilgisayarlı tomografi gibi daha ileri radyoloji tetkik yapılmasını öneren çalışmaların aksine daha deneyimli bir radyolog tarafından USG tetkikinin tekrarlanması daha az invaziv ve güvenilir yaklaşımdır.
Anahtar Kelimeler: Apendisit, Ultrasonografi, Çocuk