Close

Poster - 30

The esophagus atresia experience of a pediatric surgeon.

M Okumuş
Yeni Yüzyıl University, Faculty of Medicine, Gaziosmanpaşa Hospital, Department of Pediatric Surgery

Objective: Esophageal atresia, one of the index cases of pediatric surgery clinics, still has a special prescription. A multidisciplinary approach, well-equipped clinical and surgical experience is required for successful outcomes. Satisfactory results can be obtained in any specialized hospital.

Materials and Methods: The patient files were reviewed for the study planned as retrospective observation. Between 2007 and 2017, esophageal atresia was diagnosed and treated in our clinic, and these patients were included in the study. Demographic characteristics, diagnosis and treatment methods, postoperative complications, mortality and morbidity were evaluated.

Results: Twenty-nine patients who were treated and followed up in our clinic were included in the study. According to Gross classification, there were 27 patients (93.1%) in type C and one patient (3,4%) in type A and E group respectively. Seventeen of 29 newborns included in the study were male (58.6%) and 12 were female (41.4%). Mean gestational age was 36.2 ± 2.4 and mean weight was 2470 ± 687 grams. There were 4 patients with very low birth weight (<1500 gr). Cardiac anomaly was detected in 15 patients (51.7%), while VACTERL syndrome was detected in 4 patients. Primary anastomosis could be performed in 28 of 29 patients. Anostomotic leakage was revealed in 5 of 28 (17.8%) patients who underwent primary anastomosis. Eight (33.3%) of the patients had esophageal stricture in the first year and overall 12 (50%) of the patients had anostomotic stricture. Antireflux surgery was not performed on any patient. Survival rate was 89.6%.

Conclusion: Comparing the results with the current literature, it is seen that successful results can be obtained in the treatment and follow-up of newborns with esophageal atresia in private hospitals. An equipped neonatal intensive care unit, an experienced team and careful surgery provide the minimum requirements.

Keywords: Newborn, Esophageal atresia, Tracheoesophageal fistula, Esophageal stricture.

Poster - 30

Yalnız çalışan çocuk cerrahının özefagus atrezisi deneyimi.

M Okumuş
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi, Çocuk Cerrahisi

Amaç: Çocuk cerrahisi kliniklerinin indeks vakalarından biri olan özefagus atrezisi halen ayrı bir öneme sahiptir. Başarılı sonuçlar için multidisipliner yaklaşım, donanımlı bir klinik ve cerrahi tecrübe gerekir. Sıklıkla üniversite hastaneleri ve büyük eğitim hastanelerinde tedavileri yapılsa da, donanımlı özel hastanelerde de başarılı sonuçlar alınabilir.

Materyal ve Metot: Geriye dönük gözlem olarak planlanan çalışma için, hasta dosyaları incelendi. 2007 ve 2017 yılları arasında kliniğimizde özefagus atrezisi tanısı konulmuş ve tedavisi yapılmış, hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik özellikleri, tanı ve tedavi yöntemleri, ameliyat sonrası komplikasyonlar, mortalite ve morbidite değerlendirildi. Hastaların sınıflandırmasında Gross sınıflandırması kullanılırken, risk gruplarının değerlendirilmesinde için Spitz klasifikasyonu kullanıldı.

Sonuçlar: Çalışma süresi içinde kliniğimizde tedavisi ve takibi yapılan 29 hasta çalışmaya dahil edildi. Gross sınıflandırmasına göre tip A ve E grubunda birer hasta varken (%3,4) tip C grubunda 27 (%93,1) hasta vardı. Çalışmaya dahil edilen 29 yenidoğanın 17’si erkek(%58,6) ve 12’si kızdı(%41,4). Ortalama gestasyonel yaş 36,2±2,4 olarak saptanırken, ortalama ağırlık 2470±687 gram olarak bulundu. Çok düşük doğum ağırlığı (< 1500 gr.) olan 4 hasta mevcuttu. Kardiak anomali 15 hastada (%51,7) saptanırken, VACTERL sendromu 4 hastada saptandı. 29 hastanın 28 sinde primer anostomoz yapılabildi. Primer anostomoz yapılan 28(%17,8) hastanın beşinde anostomoz kaçağı oldu. İlk yıl içinde 8(%33.3) hastada özefagus darlığı saptanırken toplamda 12 (%50) hastada dilatasyon gerektiren darlık oluştu. Antireflü cerrahisi hiçbir hastada yapılmadı. Rekürren fistül ve laringeus rekurrens hasarına bağlı vokal kord paralizisi çalışma süresi içinde tespit edilmedi. Tüm grupta sağ kalım oranı % 89,6 olarak saptandı.

Tartışma: Sonuçlar güncel literatür ile karşılaştırılıp değerlendirildiğinde, özel hastanelerde de özefagus atrezisi tanısı olan yenidoğanların tedavisinde ve takibinde başarılı sonuçlar alınabileceği görüldü. Donanımlı bir yenidoğan yoğun bakım ünitesi, tecrübeli bir ekip ve dikkatli cerrahi gerekli minimum şartları sağlar.

Anahtar Kelimeler: Yenidoğan, Özefagus atrezisi, Trakeoözefageal Fistül, Özefagus darlığı.

Close
36th Pediatric Surgery & 3rd IPEG-MEC Congress abstracts were published