Inroduction:The most seen problem is bladder tissue insufficiency during treatment of Bladder Extrophy. Bladder capacity and compliance are aimed to increase with bladder augmentation operation, which is made with tissue transfer from small intestine, colon and stomach. Because of unusual urine interaction with intestine and stomach tissues, some problems can be seen in bladder augmentation operation.
Amniotic fluid is a liquid layer that provides mechanical support and movement of the fetus during embryogenesis. In 2014, researchers show that about 1% percent of the total amniotic fluid cells contains Mesenchymal stem cell surface markers.
Objectives:Our first priority in this Project is to apply amniosentesis to the patients, who are diagnosed with ekstrofi vesica at appropriate times and to differentiate patient derived amniotic cells into smooth muscle cells concordant with the tissue of bladder. But to achieve this goal, preliminary studies are required, so that the rabbit amniotic cells used. Our study supported tubitak 3001 project No. 114s878 and finalized
Results:Amniotic fluid stem cells (CD90+ CD44+ CD29+) were separated from the total amnion fluid cells with flow cytometer. After separation differentiation of smooth muscle cell were started with using differentiation agents (platelet-derived growth factor-BB, PDGF-BB and a multifunctional cytokine TGF-beta1) meanwhile samples were collected for characterization in 7th, 14th and 21th days of differentiation. For characterization Real-time PCR, immunocytochemistry, contractile assay and Flou-4 calcium signaling assay were performed. Finally suitable polymer was detected and fabrication of scaffold and cell seeding on scaffold were performed.
ConclusionThe findings showed that the rabbit amniotic stem cells, which were isolated from amniotic fluid were differentiated into smooth muscle cells successfully.
Keywords:
Giriş:
Ekstrofi Vezikanın cerrahi tedavisi sırasında en çok karşılaşılan sorun mesane dokusunun yetersizliğidir. Bu hastalarda mesane augmentasyonu ameliyatı ile ince barsaktan, kalın barsaktan veya mideden doku transfer edilerek mesane kapasitesi ve kompliyansı artırılmaya çalışılır. Ancak normal lokalizasyonu dışında idrar ile temas eden barsak ve mide dokusu zaman içinde bazı sorunlara sebep olmaktadır.
Amniyotik sıvı; içerisinde pek çok hücre grubunu barındıran, embriyogenez esnasında fetüse gerekli besini, mekanik desteği ve fetüsün hareketini sağlayan sıvı tabakadır. Yapılan çalışmalarda amniyotik sıvıda mezenkimal kök hücreye özgü yüzey belirteçleri taşıyan hücrelerin varlığı gösterilmiştir.
Amaç:Bu projedeki öncelikli hedefimiz, intrauterin dönemde kadın doğum polikliniklerinde tanısı konulan ekstrofi vezikalı hastalara uygun zamanda amniyosentez yapıldığında elde edilen amniyotik hücrelerin doğuma kadar geçen süre içerisinde mesane dokusu ile birebir uyumlu düz kas hücrelerine farklılaştırabilmenin önünü açacak deneysel aşamaları tavşan hayvan modelinde gerçekleştirmektir. Çalışmamız 114s878 nolu TÜBİTAK 3001 Projesi olarak desteklenmiş ve sonuçlandırılmıştır.
Bulgular: Hamile tavşanlaradan amniosentez yoluyla elde edilen sıvdan sağlanan amniyon hücreleri kültüre edilmiş sonrasında CD90+CD44+CD29+ alt grup amniyotik kök hücreleri akış sitometrisi ile ayrıştırılmıştır. Ayrıştırma işlemi sonrasında düz kas hücresi farklılaştırmasında kullanılan platelet-türevli büyüme faktörü BB PDGF-BB ve multifonksiyonel sitokin olan TGF-beta1 farklılaştırma ajanları kullanılarak farklılaştırma başlatılmış, 7, 14 ve 21. günde toplanan örneklere karakterizasyon çalışmaları yapılmıştır. Karakterizasyon çalışmaları; gerçek zamanlı PZR, immunositokimya boyaması, kasılma deneyi ve flou-4 kalsiyum sinyal ölçümü yöntemleri kullanılarak yapılmıştır. Sonrasında biyouygun polimer tespit edilmiş ve hücrelerin ekimi gerçekleştirilmiştir.
Sonuç:Elde edilen bulgulara göstermiştir ki tavşan amniyon hücrelerinden izole edilen amniyon kök hücreleri düz kas hücresine başarıyla farklılaştırılmış, gelecekte yapılacak bir sonra ki çalışma için gerekli veriler toplanmış ve birçok konjenital anomalinin tamiri için kullanılabilecek bir ön çalışma olmuştur.
Anahtar Kelimeler: