Aim
We aimed to investigate the long term clinical results of patients who underwent TEPT in our clinic.
Materials and Methods
The records of patients who underwent TEPT operation between 2000-2017 at Cukurova University Department of Pediatric Surgery were investigated retrospectively. Patients’ latest clinical information were obtained with phone interviews.
Results
The files for 55 of the 72 patients were obtained. We were able to get information about the most recent clinical status of 24 of these patients. Mean age of the patients at the time of operation was 40.5 (2-154) months; 22 were male and 2 were female. Before their admission, 8 had rectal biopsy, 2 had colostomy, and 1 had colon resection. In our clinic, 23 rectal biopsies and 8 colostomies were performed. Ganglion positivity was mean 26 (8-50) cm from anocutaneal line in 19 patients and 5 cm in 1 patient; transverse colon and cecum level in one patient each. Data was not adequate for two patients. Fifteen of the patients underwent TEPT, and 9 laparotomy assisted TEPT. In the early postoperative period (first month), rectal stenosis in 2 patients, deep vein thrombosis in 1, perianal dermatitis in 4 and enterocolitis in 2 patients developed. Late rectal stenosis was observed in 2 patients, enterocolitis in 4, and rectal prolapse in one. All rectal stenosis improved by dilatations.
The average follow-up period was 82 (15-148) months. Postoperative enterocolitis was seen in 25%, constipation in 12.5%, soiling in 33%, stool incontinence in 8%, and enuresis nocturne in 4%. No clinical problems were observed in 14 patients.
Conclusion
The most common problem after TEPT is soiling. Regular follow-up can prevent a considerable proportion of this problem. TEPT is a recommendable method because of similar results with other surgical techniques and because it does not require laparotomy in suitable patients.
Keywords:
Amaç
Kliniğimizde TEPT yöntemi ile ameliyat edilen hastaların uzun dönem klinik sonuçlarının incelenmesini amaçladık.
Metod ve Araç
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniğinde 2000–2017 yıllarında Hirschsprung hastalığı tanısı almış ve TEPT yöntemi ile ameliyat edilmiş hastaların kayıtları retrospektif olarak incelendi. Hastaların son klinik durumları hakkında telefon görüşmesi ile bilgi edinildi.
Bulgular
Ameliyat edilen 72 hastanın 55’inin dosyası elde edildi. Bu hastaların 24’ünün son klinik durumları hakkında bilgi alabildik.
Ameliyat esnasında hastaların yaş ortalaması 40,5 (2-154) ay; 22’si erkek 2’si kız idi. Başvuru öncesi 8’ine rektal biyopsi, 2’sine kolostomi, 1’ine kolon rezeksiyonu yapılmıştı. Kliniğimizde hastaların 23’ üne rektal biyopsi, 8’ine kolostomi uygulandı.
Ganglion pozitifliği 19 hastada anokutaneal hattan ortalama 26 (8-50) cm, 1 hastada 5 cm proksimalde, 1’er hastada transvers kolon ve çekum seviyesindeydi. İki hastanın seviye verileri yetersizdi.
Hastaların 15’ine TEPT, 9’una laparatomi yardımlı TEPT yapıldı. Erken postoperatif dönemde (ilk bir ay) hastaların 2’sinde rektal darlık, 1’inde derin ven trombozu, 4’ünde perianal dermatit ve 2’sinde enterokolit gelişti.
Geç dönemde 2 hastada rektal darlık, 4 hastada enterokolit, bir hastada rektal prolapsus görüldü. Rektal darlıkların hepsi de dilatasyonlarla düzeldi.
Ortalama izlem süresi 82 (15-148) aydı. Ameliyat sonrası enterokolit %25, kabızlık %12,5, soiling %33, gayta inkontinansı %8, enürezis noktürna %4 oranında görüldü. Toplam 14 hastada hiçbir klinik sorun saptanmadı.
Sonuç
TEPT ameliyatı sonrası en sık karşılaşılan sorun soilingdir. Düzenli takiplerle bunun önemli bir kısmı önlenebilir. Diğer cerrahi tekniklerle benzer sonuçları ve uygun hastalarda laparatomi gerektirmemesi nedeniyle TEPT önerilebilir bir yöntemdir.
Anahtar Kelimeler: