Close

Case Report - 5

T Shunt Application in Case of Treatment Resistant Priapism: A Case Report

İ Çiftçi, M Gündüz, M Sarıkaya, T Sekmenli
Selcuk University Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery

Introduction: Priapism is very rarecondition in childhood age group, and causes other than hematological diseases such as sickle cell anemia and acute leukemia can not be elucidated in general. There is no standardization in follow-up and treatment because there is little experience in this regard.

Case: A 13-year-old male patient who applied to different centers with three days of erection complaints and failed to receive treatment was referred to our clinic. Physical examination revealed priapism and shortness of both humerus. WBC 11.9 K / uL, Hgb 11.3 g / dL and PLT 297 K / uL were found in the hemogram. No pathological findings were found in peripheral spread. In electrophoresis, HgbA2 was 2.6%, Hgb 0.7% and HgbA 96.7%. The patient underwent corpus cavernosum drainage twice, followed by co-operative T-shunt upon re-establishment of priapism. There was no postoperative problem.

Conclusion: In the case of long-standing priapism, irreversible corporal tissue necrosis and fibrotic tissue formation can be followed, and in these patients, medical treatment and necessity of aggressive treatment such as corporoglanuler T Shunt application must be kept in mind.

Keywords:

Olgu Sunumu - 5

Tedaviye Dirençli Priapizm Olgusunda T Şant Uygulaması: Olgu Sunumu

İ Çiftçi, M Gündüz, M Sarıkaya, T Sekmenli
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

Giriş: Çocukluk yaş grubunda priapizm çok nadir görülmekte olup orak hücreli anemi, akut lösemi gibi hematolojik hastalıklar dışındaki nedenleri genelde ortaya konamamaktadır. Bu konuda tecrübe az olduğu için takip ve tedavide standardizasyon yoktur.

Olgu: Üç gündür devam eden ereksiyon şikayeti ile farklı merkezlere başvuran ve tedavide başarı sağlanamayan 13 yaşında erkek olgu kliniğimize müracaat etti. Fizik muayenede priapizm ve her iki humerus kısalığı mevcuttu. Hemogramda WBC 11.9 K/uL, Hgb 11.3 g/dL ve PLT 297 K/uL olup periferik yaymasında patolojik bulguya rastlanmadı. Elektroforezde HgbA2 2.6%, Hgb 0.7%, Hgb A 96.7% olarak bulundu. Hastaya iki kez korpus kavernosum drenajı uygulandı, takipte tekrar priapizm gelişmesi üzerine korporoglanüler T-şant uygulandı. Postoperatif problem görülmedi.

Sonuç:Uzun süren priapizm olgularında geri dönüşümsüz korporal doku nekrozu ve fibrotik doku oluşumu izlenebilmekte olduğundan bu hastalarda medikal tedavi ve korporoglanüler T-şant uygulaması gibi agresif cerrahi tedavi gerekliliği akılda tutulmalıdır.

Anahtar Kelimeler:

Close