Aim: Incidence of congenital esophageal stenosis (CES) is 25000-50000 live birth and it is a rare anomaly. Treatment experience of CES was shared.
Materials and Methods: Seventeen patients’ records who diagnosed CES in our clinic were evaluated. Patients’ age, gender, symptoms, examinations, radiologic and endoscopic investigation results, dilatation and operation findings were evaluated retrospectively.
Results: Nine patients were male, eight were female and mean age was 15 months. First symptoms earliest detection time was first day of life and latest one was 24 months. Most frequent complaints were feeding problem and vomiting. Esophageal atresia (EA) was accompanied to CES at 11 patients. Diagnosis was detected by esophagography and endoscopy at all patients. Four acquired and 12 tapered type stenosis were found by radiologic findings. Cause of data quality one patient’s type was not detected. Two stenosis at three patients and one stenosis at 14 patients were found. Ph meter working was done to 10 patients and results were normal. Depends on the radiologic and endoscopic findings, 7 patients’ stenosis were described as Tracheobronchial Remnant (TBR), Fibromuscular Stenosis (FMS) was found at 9 patients. Patients were dilatated at least one time and mostly 15 times by balloon dilatator. Fourteen patients (5 TBR, 8 FMS, 1 unclassified) treated with dilatation. Three (2 TBR, 1 FMS) patients who were not responded to dilatation were followed up with no problem after segmental esophagectomy operation. Median follow up time was 64 (2-132) months.
Conclusion: Independently of CES type, four fifths of patients were able to treated with dilatation. Therefore, type of CES was not a determining factor of select the treatment approach and we recommend that balloon dilatation should be the first choice for the TBR patients. Two thirds of patients were EA, so, CES should be investigated carefully in patient with EA.
Keywords:
Amaç: İnsidensinin 25000-50000 canlı doğumda bir olması nedeniyle çok nadir bir anomali olan konjenital özofagus darlığı (KÖD) tanısı ile kliniğimizde tedavisi tamamlanan hastalar ile ilgili deneyimin paylaşılmasıdır.
Hastalar ve Yöntem: Kliniğimizde KÖD tanısı ile tedavi edilen 17 hastanın dosyaları incelenerek; yaş, cinsiyet, semptomatoloji, fizik muayene bulguları, radyolojik ve endoskopik inceleme sonuçları, dilatasyon ve ameliyat bulguları retrospektif olarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Yaş ortalaması 15 ay olan hastaların 9’u erkek, 8’i kız çocuktu. İlk bulgular en erken 1 günlükken en geç 24 aylıkken gözlenmişti. En sık başvuru bulguları beslenme problemi ve kusmaydı. Onbir hastada özofagus atrezisine eşlik eden KÖD vardı. Tüm olgularda özofagografi ve endoskopi ile tanı konulmuştu. Radyolojik olarak darlıkların 4’ ü ”acquired”, 12’si “tapered” tipindeydi, bir hastada veri kalitesi nedeni ile tiplendirme yapılamadı. Üç hastada 2, 14 hastada tek darlık saptandı. Hastaların 10’unda yapılmış olan Ph metre çalışması normal olarak değerlendirildi. Darlıklar, radyolojik ve endoskopik bulgulara göre hastaların 7’sinde trakeobronşial artık (TBA), 9’unda fibromusküler stenoz (FMS) olarak tanımlandı. Hastalar en az bir kez en çok 15 kez balon ile dilate edildi. Ondört hasta (5 TBA, 8 FMS ve 1 tiplendirilemeyen) dilatasyonlar ile iyileşti. Dilatasyona cevap vermeyen üç hasta (2 TBR,1 FMS) segmenter özofajektomi ameliyatı sonrası sorunsuz olarak izlenmektedir. Hastalarımızın ortanca izlem süresi 64 (2-132) aydı.
Sonuç: Tiplendirmeden bağımsız olarak hastalarımızın 4/5’i dilatasyon ile tedavi edilebilmiştir. Bu nedenle, klinik ve radyolojik tiplendirmenin tedavi stratejisinin belirlenmesinde geçmişte vurgulandığı ölçüde belirleyici olmadığını ve TBA tipinde öngörülen hastalarda da balon dilatasyonun öncelikli olarak tercih edilmesi gereken tedavi seçeneği olduğunu düşünüyoruz. Hastalarımızın üçte ikisinin özofagus atrezisi olması nedeni ile bu grup hastalarda eşlik eden KÖD’ün dikkatle araştırılmasını öneriyoruz.
Anahtar Kelimeler: