Close

Oral Presentation - 10

Uroflowmetry and Electromyography in Pediatric Surgery/Urology Practice

Hİ Tanrıverdi*, H Çayırlı*, HC Demirtürk*, B Arıkbaşı*, P Ertan**, İ Akil**, C Taneli*
*Celal Bayar University, Medical Faculty, Dept. of Pediatric Surgery, Division of Pediatric Urology, Manisa
**Celal Bayar University, Medical Faculty, Dept. of Pediatrics, Division of Pediatric Nephrology, Manisa

Introduction:Minimally invasive procedures must be used for the diagnosis of lower urinary tract dysfunction. Uroflowmetry with electromyography(UF/EMG) is minimally invasive diagnostic procedure than urodynamics. In the present study, we assessed the utility of the diagnostic value of UF/EMG in the management of the patients seen at a tertiary care center. 

Materials and methods:We retrospectively reviewed the charts of consecutive 70 patients who had UF/EMG between January 2015-March 2016. UF/EMG was performed as a part of the evaluation at the first clinic appointment. UF parameters, characteristics of voiding curve, indicating the activation of the pelvic floor muscles during voiding EMG activity were recorded. Also physical examination findings and lower urinary tract symptoms of the patients were recorded. UF/EMG test was evaluated with physical examination and clinical findings. The surgical necessities such cystoscopy, biofeedback training, transcutaneous electrical nerve simulation(TENS) and anticholinergic treatment were decided according to UF/EMG which was evaluated with clinical findings. Residuel urine after voiding was calculated with ultrasonography in all of the patients.

Results:A total of 70 patients(41 female, 29 male) were included in the study. The mean age was 8.8±3.3 years. In 14(20%) patients UF/EMG was performed as a part of evaluation at the first clinic appointment. The most common diagnosis were; lower urinary tract dysfunction 65.7%(n=46), voiding dysfunction accompanied by vesicoureteral reflux but undiagnosed clinically 21.4%(n=15), meatal stenosis which were occurred after hypospadias surgery or circumcision %8,6(n=6), bladder outlet obstructions 4.3%(n=3). 20%of patients demonstrated high(>20cc) post-void residual which aided in the management decisions. This technique is especially helpful for the diagnosis of emptying phase disorder such as dysfunctional voiding because of the bladder is not irritated with a catheter or the child is not micturated while there is a catheter in urethra. Also it is valuable for meatal stenosis and investigating of suspicious urethral pathologies. 


Conclusion:UF/EMG test is a non-invasive, inexpensive test which can be easily performed as a part of routine clinical examination. Patients with lower urinary tract dysfunction and uretheral pathologies were the ones that mostly benefited from UF/EMG test. We believe that UF/EMG will be used more frequently at Pediatric Surgery/Urology practice in the future.


Keywords:

Sözlü Sunum - 10

Üroflowmetri ve Elektromyografinin Çocuk Cerrahisi/Ürolojisi Pratiğindeki Yeri

Hİ Tanrıverdi*, H Çayırlı*, HC Demirtürk*, B Arıkbaşı*, P Ertan**, İ Akil**, C Taneli*
*Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı, Manisa
**Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Nefroloji Bilim Dalı, Manisa

Amaç:Alt üriner sistem işlev bozukluklarının tanısını koymak için mümkün olduğunca az invaziv yöntemler kullanılmalıdır. Uroflowmetri ile birlikte yapılan elektomyografi(UF/EMG), ürodinamiye göre çok daha az invaziv bir tanı yöntemidir. Bu çalışmada, üçüncü basamak bir merkezde, çocuklarda UF/EMG’nin kullanıldığı hasta grubunun ve tanı koymadaki etkinliğinin araştırılması amaçlanmıştır.

Gereç ve yöntem:Ocak 2015-Mart 2016 tarihleri arasında UF/EMG testi yapılan 70 hasta bu retrospektif çalışmaya dahil edilmiştir. Olgulara UF/EMG, rutin fizik muayenenin bir parçası olarak ve kontrol muayeneleri sırasında yapılmıştır. UF parametreleri, işeme eğrisinin özellikleri, işeme sırasında pelvik taban kaslarının aktivasyonunu gösteren EMG aktivitesi kaydedilmiştir. Hastanın fizik muayene bulguları ve alt üriner sistem semptomlarının kayıtları tutulmuştur. Hastanın sistoskopi gibi cerrahi tedavilere olan ihtiyacına, ayrıca biofeedback eğitimi, transkutanöz elektriksel sinir stimulasyonu ve antikolinerik ilaçların başlanmasına, UF/EMG ve klinik bulgular birlikte değerlendirilerek karar verilmiştir. Tüm olgularda ultrasonografi ile artık idrar kalışı olup olmadığının kontrolü yapılmıştır. 

Bulgular:Toplam 70 hastanın 41’i kız, 29’u erkektir. Hastaların yaş ortalaması 8,8+3,3’tür. Hastaların %20(n=14)’sinde, bu test hastanın ilk muayenesinin bir parçası olarak uygulanmıştır. UF/EMG testi; hastaların %65,7(n=46)’sinde alt üriner sistem disfonksiyonunun ayırıcı tanısında, %21,4(n=15)’ünde vezikoüreteral refluye eşlik eden klinik olarak ayırt edilemeyen işeme bozukluklarının tanısında, %8,6(n=6)’sında hipospadias cerrahisi veya sünnet sonrasında gelişen meatal darlığın tanısında, %4,3(n=3)’ünde mesane çıkış obstrüksiyonlarının tanısı için yardımcı bir yöntem olarak kullanılmıştır. Olguların %15’de ultrasonografi(US) ile mesanede 20cc’den fazla artık idrar saptanmıştır. US ile mesanede artık idrar kalışının kontrol edilmesi tanı konulmasına katkı sağlamıştır. Bu teknikte, mesane üretral yolla yerleştirilen bir kateterle irrite edilmediğinden ya da çocuk üretrada  kateter varken işetilmediğinden,  özellikle  disfonksiyonel işeme gibi  boşatma fazı sorunlarının tanısı için çok yararlıdır. Ayrıca meatus darlıklarında ve şüpheli üretra patolojilerini araştırmada değerli bir yöntem olduğu düşünülmektedir. 

Sonuç:UF/EMG non-invaziv, ucuz ve rutin klinik muayenenin bir parçası olarak kolaylıkla uygulanabilen bir testtir. Klinikte pratikte en çok alt üriner sistem işlev bozuklukları ve üretra patolojilerinin tanısında kullanılmıştır. UF/EMG testinin, gelecekte Çocuk Cerrahisi/Ürolojisi pratiğinde çok daha yaygın olarak kullanılacağı düşünülmektedir.


Anahtar Kelimeler:

Close